23 Aralık 1978-Maraş-KatliamıMaraş Katliamı, 12 Eylül darbesi öncesi yaşanılan bir katliamdır. 23 Aralık 1978 tarihinde gerçekleşen bu katliam, kimler tarafından yapılmıştır? Katliam nasıl gerçekleşmiştir detaylarıyla;
Maraş Katliamı, Türkiye’nin bir kara lekesi olarak tarihe geçmiştir. İnsanların, yakıldığı, parçalandığı hunharca katledildiği bu katliam, kimler tarafından, nasıl ve neden gerçekleşmiştir? Detaylarıyla Maraş Katliamı'nı sizlerle paylaşacağız.
Neden Maraş?
1970’li yıllarda sağ-sol çatışmasıyla insanlar arasında bölünmeler başlamış. İnsanlar artık sürekli bir kavga içine sürülmüştü. Maraş’ta aşırı sağcı kesimin fazla olması karşın Alevilerin de yadsınamaz derecede olması, sağcıların burada bulunan "Alevi Sol kesime" saldırıları her geçen gün artmıştı. Ancak kimse olayların bu kadar feci bir boyuta gidebileceğini düşünmemişti.
Olaylar Böyle Büyüdü;
1977 seçimlerinde CHP, yani bir sol parti kazanmış ve solcular sayede güçlenmişti. Maraş’ta solcuların güçlenmesi, örgütlenmesi; bu bölgenin çoğunluğunu oluşturan "Milliyetçi Sağ kesim" tarafından hoş karşılanmamıştır. Şimdi sizlere, "Sunilerin Alevilere yaptığı bir katliamdır." diyerek anlatırsam yanlış anlatmış olacağım. Evet, bakıldığı zaman mezhepsel bir sorundur. Ancak bunu "Suniler" yaptı, dersek kapsamı çok geniş tutmuş oluruz. Sonuçta solcu, Alevilere karşı sevgisi olan, böyle barbarca düşüncelere sahip olmayan bir sürü Sünni vardır. Hem bunu yapanlar zaten belli bir kesim, belli bir partiye üye kişilerdir. Bu gayet aşikardır. Bu katliam, aşırı sağcı, milliyetçi kesim tarafından yapılmıştır. 1993’de yaşanılan Madımak Katliamını kim yapmışsa; Maraş Katliamını da o zihniyet yaptı. Aslında 1978 yılındaki Maraş Katliamı, Sivas’ta gerçekleşen Madımak katliamının habercisidir. Bu şu şekilde açıklanabilir: Maraş’ta vicdanlar sızlamadı, ders alınmadı; Madımak'ta insanlar yakıldı.
Ecevit’in seçimleri kazanarak başbakan olması, kadrolarda değişikliklere gidilmesi sağladı. Maraş’ta kadrolara solcuların yerleştirilmesi, burada kökleşmiş sağcı kesimin zoruna gitmişti. Artık Maraş’ta farklı renkler belirmişti, buradaki yaşam tarzlarında bir değişiklik olmuştur. Bu durum Muhafazakar sağ kesimin kabul edebileceği bir durum değildi. İçten içe kin besleyip, dolup taşmaya başlamalarıyla birlikte Alevi Sol kesime saldırmalar baş göstermişti. Bu saldırılar her geçen gün artıyordu.
Bu Olaylar Katliamın Sinyallerini Veriyordu
1978’in Nisan ayında iki önemli gelişme oldu, Ülkücülere ait “Türk- Yıldırım” bombalar bulundu ancak bunun daha sonra üstü örtüldü. Bu ayda diğer bir gelişme ise bu şehrin önemli “dedelerinden” olan Sabri Özkan öldürüldü. Bunun üzerine çatışmalar daha da artı. Çatışmaların artmasıyla birlikte artık Maraş, Aylar sonra meydana gelecek büyük katliama hazırlanıyordu.
Adım Adım Maraş Katliamı
İçinde MİT istihbaratlarının olduğu bu katliama her geçen gün zemin hazırlanıyordu. Nüfus sayımına geldiğini söyleyen iki kişi Alevi olanların duvarlarına işaretler koydular. Halk bunun ne anlam ifade ettiğini anlamadı. Meğerse bu saldırılması gereken evlerin, aile nüfusları hakkında bilgi alınarak da içinde kaç Alevinin katledileceğinin sayımıydı. İşte böyle planlanmıştı Maraş Katliamı.
19 Aralık’ta sinemada yayınlanan “Güneş Ne Zaman Doğacak” filmi, Kırımlı Türkler'in Rusya’ya karşı mücadelesini anlatan, bu film esnasında sinema salonunun içine bir sesli bomba atıldı. Atılan bu sesli bomba sonucu kimse yaralanmamıştı. İşte bahane yaratılmıştı. Maraş Katliamı'nın en azılı faili olan Ökkeş Şendiller, tarafından Ülkücü birliklerine haber vermiş ve 19 Aralık itibariyle Maraş katliamı başlamış oldu. 7 gün sürecek olan bu katliam karşısında devletin hiç sesi çıkmamış ya da çıkamamıştır. İnsanlar göz göre göre katledilmeye başlandı.
Maraş Katilamı'nın İlk Kurbanları
İlk Kurbanlar 2 öğretmen oldu. Ülkücüler, bu 2 öğretmenlerin cenaze namazını engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Artık karşı karşıya gelinmeye başladı. Maraş Kalesi, etrafında iki grup karşı karşıya gelmesiyle birlikte polis tarafından havaya silah açılması; çevredekiler tarafından "komünistler camilere silahla saldırıldı" şeklinde sloganlar atılarak duyuruldu. Artık fitil ateşlenmiş, insanlar galeyana getirilmişti. Bundan sonra geri dönüş olmayacak, Ülkücüler tarafından Alevilerin dükkanlarının yağmalanması sırasında sanılanın aksine 3 ülkücünün öldürülmesi ile sonuçlandı. Artık ok yaydan fırlamıştı.
Katliam'a Doğru
Valilik sokağa çıkma yasağı ilan etmiş, ancak bunu bir türlü belediye hoparlörlerinden duyurmamıştı. Aksine, o gün biri belediye hoparlörlerinde bütün halkı cenaze namazına çağırılıyordu. Bu bildiri aynı şöyleydi: "Komünistlerin öldürüldüğü 3 şehidimiz için bugün herkesi saat 10:00’da meydanda bekliyoruz,” bunu kimin yaptığı hiçbir zaman öğrenilemedi. Halk, cenaze namazında bir araya getirildi. Artık kinle doldurdukları insan güruhuyla, Alevilere karşı saldırılar başlayacaktı. İnsanlar, kendilerini maskeyle kamufle eden bir grup insan tarafından yönlendirdi ve "Komünistleri öldürmek vaciptir, kim bunları öldürürse 40 kere hacca gider” gibi sloganlarla insanları galeyana getirdi. Artık Alevilere karşı hunharca katliam başlandı. Katliam 7 gün sürdü. Dönemin “Başbakanı Bülent Ecevit”, Kenan Evren’e, “Durdurun bu katliamı” dedi. Kenan Evren ise yeterli asker olmadığını söylemiştir. Aslında bu 12 Eylül Darbesi’nin olacağının sinyaliydi. Asker yardım etmedi, demokrasi tehlikeye girdi. Bu olanlar aslında 12 Eylül Askeri Darbe’nin yapılması için zemin hazırlama çalışmalarıydı.
Katliam Şekli;
Maraş’ta insanlar diri diri yakıldı
Başları baltayla kopartıldı,
Çocuklar tekmelerle yuvarlatıldı,
Hamile kadınların bebeği düştü,
İnsanlık dışı bir katliam sonrasında görüntüler ise yürekleri dağladı. Kimlikleri sorgulayarak üzülmemek gerekir; kim olursa olsun insanlar katladilmişti. Burada "İnsan" kelimesini tırnak içine alıyorum, "Alevi mezhebi" terimini ise es geçiyorum çünkü bu bir insan kıyımıydı.
Katliamın Sonrası ve Bilançosu;
Sokaklar, evler cenazelerle dolup taştı. Yörükselim Maraş Katliamı’nda kendini tek koruyan Alevi mahallesiydi çünkü bu mahallenin tamamına yakını Alevilerden oluşuyordu. Diğer mahallelerde oturan Aleviler, 20 yıldır bir arada yaşadıkları insanlar tarafından öldürüldü. Devletin müdahale etmediği bu katliam'ın dördüncü günü müdahale etmeye başlandı. Olanlar olmuş; Maraş yakılmış, ağıtlar ise dile gelmişti.
Alevilere yönelik olan bu katliam’da resmi verilere göre 105 Alevi öldürüldü. Ancak, Ölenlerin daha fazla olduğu söyleniliyor. Alevilere ait 200’den fazla ev yakıldı. Bu olaylara karışan kişilerden 23 yıl süren davalar sonucu 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kiş de 1-24 arası hapis cezası almıştır. Tabi her zamanki gibi bu olayda da 68 önemli rol oynayan kişi sırra kadem basmışlardır.
Maraş’ta bulunan Aleviler bir daha dönmemek üzere memleketlerini terk ettiler. Halen de gitmekten korktukları Maraş, onlar için korkunç bir sahnedir.
Son Olarak;
Maraş’ta yüzlerce kişi ölmüş ve binlerce kişi yaralanmıştı. Selimyörük’e girilmiş olsaydı bu bilanço daha da artacaktı. Maraş, insanlığın utancıdır. Evet, yine cehalet kazanmış, insanlar “40 kez hacca gitmiş gibi olmak düşüncesiyle” insanları katletmişti. Her katliamın altında Müslümanlığa dair ibareler paylaşıyorum. Yine paylaşacağım çünkü böyle vahşetlerin bir daha olmayacağının bir garantisi maalesef yoktur. Katliamlar yapacaksanız; bunu pisliğinize, çıkarlarınıza dayandırarak ve açıkça dile getirerek yapınız. Sakın bu insan dışı katliamları Müslümanlıkla bağdaştırmayınız. Müslümanlık, bunu öngörmüyor, Müslümanlık bu değildir. İnsan öldürmek büyük günahlar içinde yer alır. Bütün katliamları lanetliyorum; bu katliamda Aleviler'in yanı sıra insanlık katledilmiştir.
Not: Yukarıdaki araştırma haberi; Vikipedi gibi bağımsız sayfalardan, bu konuyla ilgili yapılan belgesellerden yola çıkılarak derlenilmiştir.