İRAN'da neler oluyor!!

sitemiz yazarları

İRAN'da neler oluyor!!

Mesajgönderen azad_26 » Sal Haz 30, 2009 2:22 pm

Resim

Bilindiği gibi iran bu son seçimlerden sonra sokak çatışmalarında onlarca gencin katledilmesine neden olan bir karmaşa yaşanıyor.
Bir taraftan mollalar bir tarafta reformcular, tabiri caiz ise arap saçına dönmüş gibi görünüyor ancak, iran'ın politik,siyasi ve ekonomik iç yüzüne biraz bakacak olursak,iran'da reformcular diye tanınan bir kaç bin genç gerçekten iran'da reformu gerçekleştirebilecekmi.??

Kimi uzmanlar İran İslam Devrimi’nin baş aktörü olan mollaların artık sona yaklaştığını, kimileri ise daha önce Tahran Üniversitesi merkezli öğrenci olayları gibi reformcu lider Hüseyin Musavi’ye destek veren “yeşil isyancıların” da zamanla evlerine döneceklerini ve rejimin eskisi gibi devam edeceğini söylüyor.
2003 yılında Forbes dergisinde yayınlanan “Milyoner Mollalar” adlı makale, şu anda İran’da sokaklara dökülenlerin aslında bir şeyi değiştiremeyeceklerini kanıtlar nitelikte.


İran yönetiminde çok da etkili bir pozisyon olmayan Cumhurbaşkanlığı ve iki kez cumhurbaşkanlığı yapan Rafsancani, İran’ı İslam Devrimi’nden beri tek başına yöneten gölge lider.
Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın TV ekranlarında Musavi ile kapışması sırasında “Rafsancani’nin yolsuzluklarına sen de karıştın” diyerek reformcu lideri suçlamasının kopardığı kıyamet de işten bundan.
Rafsancani öyle güçlü ki Hamaney bile seçim sonrasında verdiği Cuma vaazında Ahmedinecad’ı seçimin kesin galibi ilan ederken, İran liderinin yüzündeki gülümsemeyi donduran, “Cumhurbaşkanı galip ama Rafsancani’nin yolsuzluk yapması gibi bir şey de söz konusu olamaz” sözleri olmuştu.
Peki Rafsancani’yi bu kadar güçlü kılan ne?
İşte bu sorunun yanıtını yaptığı haberlerle ülke siyasetlerini sarsan Forbes dergisinin ünlü yazarı Paul Klebnikov araştırıp yazdığında İran’dan çok sert tepki görmüş, uslanmayıp Rusya’daki yolsuzlukları da köşesine taşıyınca faili meçhul bir cinayetle hayatını kaybetmişti.
Klebnikov’un “Milyoner Mollalar” makalesi halen İran rejimi konusunda şimdiye dek yapılmış en önemli araştırma yazısı olma özelliğini taşıyor.
İran rejiminin iç yüzünü göstermesi açısından birçok uzmanca kaynak alınıyor.
“Molla kafası”, “İşte gericiler” diye eleştirilen İran’ın dini lider kadrosu aslında dolar milyarderi isimlerden oluşuyor.
Bu isimlerin başında da dini lideri seçme ve görevden alma yetkisine sahip ulema heyetinin başındaki Rafsancani geliyor.

İşte Klebnikov’un makalesinden çarpıcı bölümler:

Ekonomiyi yöneten gölge liderlerin hanedanlığı
Din adamlarının neden bu kadar güçlü ve zengin olduğunu anlamak için önce İslam Devrimi’nin İran’a ne getirdiğini iyi tahlil etmek gerek.
Şah’ın ülkeden kaçması ve Humeyni’nin dönüşü ile İran 1979’da tamamen bir başka sistemle yönetilmeye başlandı.
Tüm yabancı yatırımcıların ve Şah döneminde zenginleşen iş adamlarının mallarına el konuldu.
Banka, otel, kimya ve ilaç fabrikaları, otomobil üretim tesisleri, aklınıza ne gelirse bir gün içinde dini yönetimin kontrol ettiği vakıfların kontrolüne geçti.
Bu vakıfların başında ise ülkenin en güçlü din adamları vardı.
Bu şirketler bugün de aynı derneklerin kontrolünde ve molla rejiminin sürmesi için en büyük finansmanı onlar sağlıyor.

Kısacası İran ekonomisi bu gölge liderler tarafından yönetiliyor.

Ülkenin en zengini Rafsancani ve ailesi
Bu güç odağının en tepesindeki isim ise Haşimi Rafsancani.
1980’lerde Humeyni’nin sağ kolu olan Rafsancani, 1989 ile 1997 arasında iki dönem Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra şimdi Hamaney’e danışmanlık yapan ve onu görevden alma yetkisine sahip x kişilik dini konseyin başında.
Konseyin görevi parlamento ile dini kadro arasındaki uyuşmazlıkları çözmek...
Ancak herkes biliyor ki İran 30 yıldır aslında Rafsancani tarafından perde arkasından yönetiliyor.
1960’larda Humeyni’nin yanında yer alarak geleceğe yatırım yapan Rafsancani, sert ancak pragmatik bir isim olarak biliniyor.
Humeyni’yi İran-Irak savaşını bitirmeye ikna eden isim olan Rafsancani, İran’ın dış politikasının da uzun yıllardan beri mimarı.
Aynı zamanda İran ekonomisini kalkındıran, Tahran borsasının kurulmasını, petrol sektörünün yabancı firmalara açılmasını sağlayan isim.
Tabii bu kalkınma ve özelleştirme hamleleri sırasında gücüne güç, servetine servet kattığı da herkesin bildiği bir gerçek. Babası bir fıstık tüccarı olan Rafsancani, üniversite yıllarında kardeşiyle birlikte özel ders vererek hayatını kazanmıştı. İslam Devrimi, Rafsancani’nin bu mütevazı ailesini “paşalar” haline getirdi.

Kişisel serveti milyar dolarlarla ifade ediliyor
Rafsancani’nin ağabeyi İran’ın en büyük bakır madenini aldı.
Bir diğer kardeşi İran televizyonunu ele geçirdi.
Kayınbiraderi Kerman bölgesinin valisi oldu, kuzeni İran’ın 400 milyon dolarlık fıstık ihracatını kontrol etmeye başladı.
Yeğenini ve küçük oğlunu ise Petrol Bakanlığı’na yerleştirdi. 1 milyar doları aşan Tahran metrosu ihalesi de Rafsancani’nin büyük oğluna verildi. Rafsancani ailesinin kontrol ettiği ekonomi bununla da bitmiyor.
İnkâr etse de dini liderin İran’ın en büyük petrol işleme fabrikasına, bir büyük otomobil üretim tesisine ve İran’ın en iyi özel havayolu şirketine sahip olduğu belirtiliyor.
Buradan gelen paraları ise İsviçre ve Lüksemburg’daki banka hesaplarına aktardığı, Dubai ve Tayland’da tatil merkezlerine ve Körfez’deki serbest ekonomik bölgelere yatırım yaptığı söyleniyor.
Rafsancani’nin kişisel servetinin milyar dolarlarla ifade edildiği belirtiliyor.
Ancak kimse net rakamı tahmin bile edemiyor.
Rafsancani’nin endüstri makinesi ve şişe su üreticisi küçük oğlu Yaser’in Tahran’ın kuzeyinde zenginler bölgesi olarak bilinen Lavasan’da sahip olduğu 12 hektarlık dev çiftlik evinin değerinin 120 milyon dolar olduğu belirtiliyor.
Rafsancani’nin sahip olduğu malvarlığını araştıran bir gazeteci işkence altında sorgulandıktan sonra girdiği hapisten hâlâ kurtulabilmiş değil.
İran’da 400 milyon dolar servete sahip olan Yahudi dönmesi Asgaroladis ailesinin dışında, ekonomi tamamen İslami derneklerin kontrolünde.
Bu derneklerin İran milli gelirinin yüzde 1520’sine sahip olduğu belirtiliyor.
“Bonyad” olarak bilinen bu dernekler daha önce belirttiğimiz gibi İslam Devrimi ile el konulan malvarlıklarını işletiyor.
Humeyni tarafından “kan emici kapitalistlerin yarattığı adaletsizliği düzeltmek” amacıyla devreye sokulan dernekler artık tamamen kâr amacı güden şirketler haline geldi.
Kısa bir süre öncesine kadar vergiden ve her türlü hükümet kontrolünden bağımsız hale geldiler.
Şimdi Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı bile bu derneklere karışamaz, denetlemeyemez durumda...
Derneklerin kontrolü tamamen dini lider Hamaney’e teslim edildi.
Yani derneklerin dini lidere ve onun aracılığıyla Allah’a hesap vermesi yönünde bir sistem oluşturuldu.

Haraç vermeyen iş adamına hapis cezası
Şii geleneğine göre dindar iş adamları gelirlerinin yüzde 20’sini, yerel camilere bağışlara ve fakirlere yardım için ayrılırdı.
Ancak zekat bugünlerde farklı bir amaca hizmet ediyor.
Ulemalar İran’da iş yapan herkesi haraca bağladılar.
Hatta İran’ın dört bir yanında dini liderlerin kontrolünde farklı farklı bonyad’lar kuruldu.
Artık ne zaman bir İranlı para kazanmaya başlasa hemen o kentteki bonyad’ın dini lideri o kişinin kapısını çalıp kârının büyük bir kısmına el koyuyor.
Aksi halde, o dini liderin, iş adamını “iyi bir Müslüman olmadığı için” şeriat mahkemesine verip, “Peygambere hakaret etti” suçlamasıyla senelerce hapis yatmasını sağladığı çok rastlanan bir durum.

Humeyni’nin şoförlüğünden 11 milyar dolarlık servete!!

Ülkenin en büyük “hayır” derneklerinden biri de Mostazafan & Jambazan Derneği.
Hatta bu dernek, İran ihracatının yüzde 80’ini yöneten Ulusal İran Petrol şirketinden sonra ülkedeki en büyük ekonomik kurum.
Başındaki isim ise Muhsin Rafiqdoost.
O da kim diyecek olursanız, bir pazarcının oğlu olan Muhsin, Humeyni’yi Paris’ten dönüşünde Tahran’a götüren arabanın şoförüydü! Humeyni, çok sevdiği bu adamı Devrim Muhafızları Bakanı yaptı ve Rafsancani’nin gözüne giren eski şoför, onun cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte ülkenin en büyük hayır derneğinin kuruluşuna da imza attı.
Şimdi 400 bin kişiye iş veriyor, 11 milyar doları aşkın serveti var.
Muhsin ayrıca Nur Derneği adlı başka bir hayır kurumunun da başı...
Bu derneğin, apartman bloklarından oluşan sayısız gayrimenkulü ile ilaç, şeker ve inşaat malzemesi ihracatından tahmini 200 milyon dolarlık geliri bulunuyor.
Kimse bu derneklerin tam olarak ne tür hayırlar yaptığını söyleyemiyor, ama bilinen tek bir gerçek var ki dini liderler ne zaman paraya sıkışsa Muhsin yardımlarına koşuyor.
Muhsin’in İslam Devrimi’nin tehdit altında kalması durumunda rejimi ve din adamlarını savunmak için ülke dışında saklanan bir gizli fonun da anahtarına sahip olduğu kulaktan kulağa fısıldanan bir söylenti.
Derneğe yakın isimlerden biri işleyişi şöyle anlatıyor:
“Bir yabancı gelir ve yatırım yapmak istediğini söyler, dernek ‘Tamam yapalım ama burada bir de kayıtdışı ekonomi var.
Kayıtdışı ekonomiyi beslemezsen para kazanamazsın.
Şimdi şu yurtdışındaki banka hesabına şu kadar para yatır ondan sonra görüşelim’der ve mollaların cebi doldurulur.

Yatırım bankaları, oteller çiftlikler, gayrimenkuller...

Mostazafan&Jambazan Derneği kadar etkili bir başka dernek ise Şiilerce kutsal sayılan türbe ve dini mekanların onarılması için kurulan Razavi Derneği.
Başında İran’ın en sert mollalarından biri olan Ayetullah VaezTabasi var.
Derneğin İran genelinde dev gayrimenkul yatırımları, otel ve çiftlikleri bulunuyor.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yatırım bankaları da kuran derneğin varlığının ise 15 milyar dolar dolayında olduğu sanılıyor.
Ülkenin en büyük uluslararası havalimanı da Razavi tarafından inşa edildi.
Aynı dernek her yıl Mashad Türbesi’ne ziyarete gelen milyonlarca hacıdan da bağış adı altında para topluyor.

Ekonomi, Devrim öncesine göre çok daha vahim

Dünya petrol rezervlerinin yüzde 9’una, doğalgaz rezervlerinin ise yüzde 15’ine sahip olan İran’ın şimdiye kadar çoktan zengin ülkeler arasındaki yerini almış olması gerekirdi.
Ancak kişi başına düşen milli gelir (4 bin 700 dolar) İslam Devrimi’ndeki önceki seviyenin bile altında seyrediyor.
Devlete giden paralar halkın cebine değil mollatokratların kesesine giriyor.
Dışarı kaçan (Dubai, İsviçre ve diğer vergi cenneti ülkelere) paranın ise yılda en az 3 milyar dolar olduğu söyleniyor.
Bu milyarder mollaların sokaklarda yürüyen birkaç bin reformcu genç tarafından devrilebileceğini hâlâ düşünüyor musunuz?


Suikaste kurban gitti...

Forbes dergisinin Rusya baskısı Yayın Yönetmeni olan yazar Paul Klebnikov, uzun yıllarını İran’ı araştırmaya verdi.
Bu araştırması sonrasında da 2003 yılında dergide kapsamlı bir İran makalesi yayınladı.
Bu yazıdan sonra İran’da ölüm fermanı çıktı.
Sürekli tehdit edilen Klebnikov, daha sonra başka bir makale kaleme aldı..
Bu kez Rusya’da Putin dönemindeki yolsuzlukları bir bir anlatıyordu.
Klebnikov bu yazılardan sonra Moskova’daki iş yerinin önünde dört kurşunla öldürüldü.
Kimin öldürdüğü asla bulunamadı.??
41 yaşında hayatına son verilen Klebnikov’un ”Milyoner Mollalar“ makalesi İran rejimi konusunda şimdiye kadar yapılmış en önemli araştırma...

En iyi müslüman Kur'an'nın emirlerine ve RESÜLALLAH'ın(S.A.V) sünnetine uyan müslümandır.

Zamanımızın mollalari sofileri soxteleri ortadadır yinede karar sizindir...

Forbes dergisinin Rusya baskısı Yayın Yönetmeni olan yazar Paul Klebnikov, şahsında forbes dergisine teşekkürler.
azad_26
 
Mesajlar: 128
Kayıt: Cmt Şub 07, 2009 10:11 am

Dön yazarlar bölümü

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir